Alman Denizaltısı, U-701, batık olarak ABD’nin North Carolina eyaletindedir. Vatanından çok çok uzakta, Atlantik Okyanusunun Hatteras Burnu açıklarında yatıyor. O, ABD kıyılarına İkinci Dünya savaşı sırasında gelmişti ve görevi ABD ve Müttefik Donanmasına ait gemileri dibe göndermekti. ABD Ordusunun şansı ve savunma becerisi ile savaşın bilinen kaderi nedeniyle, Batı Atlantiğin dibinde yatarak kurbanlarıyla aynı akıbeti paylaşıyor.
U-701, 1941 yılında, Hamburg’daki Stulkenwert Tersanesinde hayata gözlerini açmıştı. O, 500 tonluk U-Boat serisinin (Tip VII-C) ilki olarak doğduğu tersanede, 701 borda numarasıyla inşa edilmişti. Tersanenin ilk göz ağrısı olmasından kaynaklı birtakım inşa sorunları vardı; hava ve yağ tesisatı uygun şekilde monte edilmediği gibi elektrik tesisatı da yanlış monte edilmişti. Ve tabii bütün sorunları bunlardan ibaret de değildi, başkaları da vardı. Bu sorunlar nedeniyle U-701’in işaası uzun zaman aldı ve sonunda 16 Temmuz 1941 günü inşaası tamamlandı. 1941 Nisanında göreve atanan Kaptan Horst Degen ve mürettebatı işe başlayarak, U-701’i bir an önce görev alır hale getirmek için canla başla çalıştı. U-701, suya indirildikten sonra Baltık Denizinde denemeler yapmak üzere Kiel’e gitti. Denemeler sırasında birçok sorun tespit edildi ve bu sorunların giderilmesi için Stulkenwert Tersanesine döndü. Tersanede sorunlarının giderilmesini takiben tekrar Baltık Denizine dönen U-701, denemelerini tamamladı. Denemeler sırasında mürettebat da yüzey top atışları ile torpido atışları konusunda eğitilmişti. Tersaneye döndükten çok kısa bir süre sonra U-701, ilk devriye görevi için Kiel’e hareket ettiğinde tarih 27 Aralık 1941 idi.
Kaptanı Degen ile birlikte, savaştaki ilk devriye görevinde, Kanada’da, Newfoundland açıklarında devriyeye çıktı. Bu ilk savaş deneyimi çok zordu ve çatışmanın bolca yapıldığı alana girer girmez Birinci Gözetleme Subayı, Lieutenant Weinitschke kayboldu. 31 Aralık günü, emniyet kemeri olmadan güvertede yürürken kayarak denize düşmüştü. Beş haftalık gdevriye görevi sırasında, 11 torpido kullanarak 3 ila 4000 ton aralığında Rockhall şilebinin batmasına neden olmuştu. Batırdığı gemilerden birisinin Baron Erskine olduğuna inanılıyordu. Baron Erskine ocak ayı ortasında, gündüzün, iki torpido atışına hedef olmuştu ancak torpidolardan birisi sonunu getirmişti. Batışın ardından Degen, batan geminin iki kurtarma filikasıyla yaklaşan Baron Erskine’nin mürettebatının konuşmayı reddetmeleri üzerine, onları kaderleriyle başbaşa bıraktı. Kısa süre sonra çıkan fırtına sonrasında iki filikadan ve üzerindeki gemicilerden bir daha haber alınamadı. Çıkan fırtınanın devamındaki kötü hava şartları 10 gün kadar sürdü ve bu süre içerisinde günde en fazla birkaç mil hareket edebildiler. Degen’in emriyle bakımı yapılan üst köprülerden birine monte edilmiş silahın, dev bir dalgayla gevşemesi sonucu silah yerinden çıkıp İkinci Seyir Subayına çarpması kötü bir tesadüftü. Adamcağız ciddi şekilde yaralanmıştı. Degen fırtına geçinceye kadar sualtında kalmayı düşünerek dalış emri verdi. Bir hafta sadece hava almak ve bataryaları şarjetmek için yüzeye çıktılar. Daha da kötüsü İngiliz denizaltısavar güçleri, U-701’in devriye görevini yapmasına engel olmaya başlamıştı. Kaptanleutant Degen, amiri Amiral Donitz’den, 11 torpidoyu verimli şekilde kullanamadığından dolayı ciddi bir fırça yedi.
Savaştaki ikinci görevini yerine getirmek amacıyla U-701, Fransaya, St. Nazerine’ne hareket etti. Görevi İngiltere’ye Kuzeybatı’dan yaklaşımları engellemekt ve bunu sağlamak için Iceland ve the Faeroes arasında devriye dolaşıyordu. Bu devriye görevindeyken U-701, dört trol gemisine saldırdı. Bunlardan ikisi HMT Notts Country ve HMT Stella Capella idi ve batışları İngilizlerce teyit edilmişti. Diğer iki gemi ise saldırının ardından limanlarına dönmeyi başarmışlardı. U-701’in bir diğer kurbanı da, tek torpido ile vurulup dibe gönderilen balıkçı gemisi Hengist idi. Bu saldırıların ardından bozulan hava şartları nedeniyle, U-701, karşılaştığı gemilere saldıramadı. Devriye görevinin sonunda, U-701, St. Nazerine yerine Brest’deki u-boat üssüne çağrıldı. St. Nazerine Üssüne müttefiklerin yaptığı saldırı sonunda birçok u-boat hasar görmüştü. 15 Nisan 1942 günü, U-701, bakım için bir u-boat barınağına alındığında mürettebatta karaya çıkarak özgürlüğüne kavuşmuştu. 19 Mayıs 1942 günü Brest’ten ayrılan U-701, üçüncü olarak devriye görevine çıktı. Bu onun son göreviydi. Sualtında 5 hafta geçirmişti ve mürettebatına 3 kişi daha katılmıştı. Yola koyulduğunda, rıhtımda bir bando müzik ile belli bir süre eşlik etti. Denizde ona 2 devriye gemisi ile 2 Messerchmitt savaş uçağı refakat ediyordu. Doğrudan Lorient’e yöneldi ve orada deposunu bir tankerden aldığı akaryakıt ile doldurdu. İki gün sonra U-701’in deposu dolu, 14 torpido yüklüydü ve Degen gemisinin dümenini ABD’nin doğu kıyılarına yönlendirdi. Mürettebatın bir kısmı asla dönemeyecekti ve bir kısmının da Avrupa’daki evlerine dönmesi yıllar alacaktı.
U-701’in Atlantik Okyanusunu geçmesi 22 gün sürdü. Bu sürenin uzunluğu hava şartları kadar en düşük hızda seyrederek akaryakıtlarını idareli kulanma isteğindendi. Bir gecikme de Okyanusun orta yerinde gördükleri 2 adet Eastbound posta gemisi nedeniyleydi. Eastbound gemilerinden birisi olan Drottningholm bir İsveç gemisiydi ve yarım gün önce Degen tarafından gizlice incelenmişti, New York’tan aldığı diplomatları taşıyordu. Degen belli bir süre gemiye yakın yüzerek üzerindeki İsveç bayrağını ve bordasına çok büyük harflerle yazılmış “diplomat” yazısını gömüştü. Geminin geçmesine izin vermek zorunda olmasına rağmen Degen, harcadığı akaryakıta acımadan tam bir gün kaybetmişti. Degen’in ikinci alma denemesinin hedefi U-701’e göre çok hızlıydı ve ateş edecek pozisyonu ararken çok daha büyük zaman, akaryakıt harcadığı gibi çok da emek boşa gitmişti.
11 Temmuz 1942 günü U-701 kıta sahanlığı sınırından geçti ancak yeni ay doğmuştu ve onun ışığı altında baştankara yapmak uygun değildi. 12 Temmuz 1942 günü, ABD kıyılarını koruyan bir bombarduman uçağı tarafından ilk hava taarruzuna maruz kaldılar. U-701 acilen dalışa geçip 40 feet derinliğe ulaştığında, uçak, U-701 mürettebatının apışıp kalmasına neden olan 5 adet bomba bıraktı. Işıklar söndü, kumanda odasındaki cam malzeme paramparça oldu ve personel oldukça fazla sarsıldı. Hasar hafif atlatılmış ve çabucak onarım yapılmış olsa da bu saldırı gelecek sonun habercisi gibiydi. Kapitanleutant Degen, daha sonra teslim olduğu kişilere, kıyıya yaklaşıp birkaçgün beklemek istediğini söylemişti. Soruşturma ilerlediğinde bunun doğru olmadığı görüldü.
U-701, ABD’nin North Carolina eyaletinde, Chesapeake Körfezindeki Fenerden Cape Lookout ‘ a uzanan bölgede devriye görevine devam etti. Takip eden gemiler Onu batırmadan U-701’in torpido tüplerinde taşıdığı mayınlardan kurtulması gerekiyordu. U-701, gece boyunca, Cape Charles ve Cape Henry Fenerlerini referans olarak kullanıp, çeşitli rotalar üzerine ve Baltimor Limanı açıklarına 15 adet manyatik mayın yerleştirmeyi başardı.
İlerleyen zamanda, U-Boat’ın iki torpidosu küçük bir şilebi vurmak amacıyla ateşlendi ancak her ikisi de hedefi ıskaladı. Bir akşam, Degen, bir flâşörü sürekli ve tehdit oluşturan Sahil Güvenlik Botunun hemen yanıbaşında yüzeye çıktıysa da Bota dokunmadan geri dönüp hızla uzaklaştı. Ertesi gün aynı sahil güvenlik botuyla tekrar karşılaşıldı. Sahil Güvenlik Botu bu kez büyük bir tankere refakat ediyordu ve refakat ettiği tanker refakat sınırını aşar aşmaz geri dönerek U-701’in üzerine doğru yol almaya başladı. Sahil Güvenlik Botu U-701’in bulunduğu pozisyona bombalar attı ancak etkili olamadı. Degen, herhangi bir ses çıkarmadıklarından, Sahil Güvenlik Botunun kendilerini tespit etmiş olmasına bir anlam veremiyordu. U-701 düşman ile tekrar temas etmekten kaçındı. Bir akşam, Degen, bu sinir bozucu düşman gemisini bulmak için U-701’in yüzeye çıkarılmasını emretti. Bu devriye gemisini ortadan kaldırmak için Degen, güvertedeki 88 mm topun hazırlanmasını istedi. Mürettebat, Sahil güvenlik gemisini makineli tüfek ateşi altına aldıysa da ciddi bir makineli tüfek ateşi ile cevap aldı. Bu mermili savaş yaklaşık bir saat sürmüştü ve U-701’in güvertedeki mürettebatının kalkan olarak kullanmadığı hiçbir şey kalmamıştı. Alışılmışın dışındaki patlayıcılar dahi kullanılmıştı. Degen, daha sonra olayı masaya yatırdığında mürettebatın yetersiz olduğunu ve çok düzensiz bir çalışma yaptıklarını utanarak anladı. Düzensiz ama etkili bir çalışmaydı ve Sahil Güvenlik Botu’nu batırmaya yetmişti. Batmadan az önce Sahil Güvenlik Botunun YP-389 olduğu öğrenildi. YP-389, güvertesindeki etkili silahların ateşleme iğnelerindeki bir hata nedeniyle, açılan ateşe etkili olarak karşılık verememişti ve bu durum U-701’in şansıydı.
U-701, yüzeydeyken gördüğü gemilerden ve uçaklardan kaçarak 100 mil güneye indiğinde çabaları meyve vermeğe başladı. İngilizlerin silahlandırılmış şilebi Kingston Ceylonite, Degen’in yerleştirdiği mayınlardan birisine çarparak battı. Aynı mayın patlaması ile 2 başka tanker de ağır hasar görmüştü. İki gün sonra kömür yüklü Santore’de mayınlı sahada, mayına çarparak battı. Daha sonra ABD Donanması U-701’in serdiği mayınları başarıyla ortadan kaldırarak Degen’in sürpriz paketlerinin daha fazla zarar vermesinin önüne geçti. Birkaç gün sonra U-701, Alman U-Boatlarının komutanı Amiral Donitz’den, başarılarını kutlayan şifreli bir mesaj aldı. U-701, Degen’in gün ışığında yalnız bir kovboy görmesine kadar, birkaç gün boyunca seyir halindeydi. Orta büyüklükteki tankeri vurmak için ateş pozisyonu alınmasını ve iki torpido ile vurulmasını buyurdu. İlk torpido geminin kıçını vurmuş ve yangına neden olmuştu. Degen, ikinci torpidonun sonuçlarını görmeyi beklemeden acil uzaklaşma emri verdi, destroyerler dümenlerini U-701’e kırmışlardı. Sonarın çıkardığı “ping” sesini duyan mürettebat akabinde üzerlerine yağan bombalarla şok oldu. Eskort görevindeki PG-54, St. Augustine sualtını bombalama işine birkaç saat devam etti ancak birçok sualtı bombası çok yakınından geçmesine rağmen U-boat fazla etkilenmedi. Elektrik motorları görev yapamaz hale geldi, göstergelerin camları tamamen parçalandı fakat U-boat görevi başındaydı. Degen’in saldırdığı İngiliz gemisi, 7000 tonluk British Freedom kurtulmuştu. Batmadığı gibi, kendi imkânlarıyla Norfolk Limanına onarılmak üzere gitmeyi başarmıştı. U-701’in mürettebatı hasarlı, yerinden çıkmış, elden geçirilmesi gereken donanınların onarımı için bir sonraki akşamın karanlığını bekledi. Bu arada güvertedeki iki torpidoyu da öndeki torpido odasına taşıyarak atışa hazır hale getirdiler. Bu iki torpidonun atışı için çok fazla beklemediler, birkaç gün sonra Degen, sualtından takip ettiği büyük bir tankeri vurmak istiyordu. Tanker refakat eden bir uçak tarafından korunuyordu. Degen’in muhtemelen tek atış şansı vardı ve bu şansını kullandı. Bu tek atış, Alman denizciler arasında “Öldürücü Darbe” anlamına gelen “Fangschuss” olarak biliniyordu. Tankerin dağılıp batmasını müteakiben uçak tarafından saldırıya uğradı. U-701, uçağın attığı bombalardan ikinci kez de sıyrılmayı başardı. Sahil Güvenlik Botunun, US Coast Guard Cutter 470’in attığı bombaların sualtında patlamasını duyan U-701 artık çook çok uzaklaşmıştı. Hava karardığında, yaralı tankeri bulmak umuduyla yüzeye çıkmayı emreden Degen bir sürprizle karşılaştı. Yanmaya devam eden tanker, mürettebatı tarafından az ilerideki Ocracoke Adasına çekilmeye çalışılıyordu. İşi bitirmek için ikinci torpidonun da ateşlenmesi emrini veren Degen, William Rockefeller’i taşıdığı 136000 varil akaryakıtla birlikte dibe gönderdi. Kapitanleutant Degen çok şanslıydı çünkü William Rockefeller’e aslında 2 Sahil Güvenlik Botu ile birlikte 3 adet uçak refakat ediyordu ve Sahil Güvenlik Botlarından birisi bölgede kurtarma gemisi olarak hizmet vermek üzere bekletiliyordu. Bekleyen botun tankerin yanışını görmemesi çok büyük bir şanstı.
Bu saldırının ardından, Degen daha sık yüzeye çıkmak zorunda kaldı çünkü hava filtrelerindeki bir arıza nedeniyle U-701’in içerisindeki hava kalitesi çok bozuluyordu ve mürettebat solumada güçlük çekiyordu. Yüzeye çıkar çıkmaz U-701’in kapağı açılıp dizeller çalıştırılarak içeri hava dolması ve içerideki kötü havanın dışarı atılması sağlanıyordu. Sık sık yüzeye çıkmaları U-701’i muhtemel hava saldırılarına karşı açık hedef haline getiriyordu. Bu nedenle de Degen, denizaltısını gün ışıdığından hava kararana kadar mümkün olduğunca sualtında tutmaya çalışıyordu.
7 Temmuz 1942 günü, U-701 son kez yüzeye çıktı. Degen denizaltısını yüzeye alarak, içerisindeki pis havayı temiz havayla değiştirmek ve rutin gözetleme görevlerini tamamlamak istiyordu. Kapitanleutant dâhil herkes köprüdeydi. Her gözetlemenin mantıklı bir sebebi vardır, bu kez hava saldırısına karşı gözetleme yapılıyordu. Aniden Teğmen Konrad Junker’ın sesi duyuldu: “Uçaklar burada!”. Kafasını çevirenler ABD Hava Kuvvetlerinden bir savaş uçağının hızla kendilerine doğru yaklaştığını gördü. Degen acil dalış emri verdi ve mürettebat koşarak dalışa geçen U-Boat’ın komuta kulesinin kapağından içeri girdi. Az sonra komuta kulesinde yerini alan Degen, Teğmen Konrad Junker’e uçağı çok geç gördüğünü hatırlattı. Teğmen Konrad Junker çok basit bir cevap verdi:”Evet”. Teğmen’in hatası, kendisiyle birlikte birçok kişinin hayatına mal olacaktı.
Savaş uçağı daha önce U-701’e saldıranlarla aynı tiptend A-29 tipindeydi. Savaş uçağı, North Carolina’nın Cherry Point üssünden havalanmıştı ve kıyıdaki tankerlerini Alman denizaltılarına karşı korumakla görevliydi. Bulutların hedefi kapatmasından dolayı, uçağın mürettebatı, direkt olarak hedefe yaklaşmayı düşünerek, denizaltıya doğru hızla yaklaşmıştı. Pilot Teğmen J.Kane hedefinin hemen gerisine yaklaşmayı, suyun üzerinde 50 feet kalana kadar devam etti ve 3 adet Mark 17 tipindeki bombayı, hedefin 100 feet yakınına bıraktı. Bombaların birisi hızla dibe inerken ikisi de 25 feet derinlikte U-701’i buldu. Bombalamayı gerçekleştiren Albay G.E. Bellamy, U-Boat’ın Gulf Stream akıntısına ait sulara acilen dalan U-Boat’ın kapağını oluşturan çizgileri görebiliyordu. Albay Bellamy ikinci bombanın kapağın yaklaşık 10 feet açığına düştüğünü de gördü, üçüncü bombanın hedefe tam isabet kaydettiğini de.
Hava saldırısı U-701 için kesinlikle ölümcüldü. Oluşan basınç bölmeleri yırtmış ve deniz suyu gövde içerisine dolmuştu. Komuta kulesi içerisindeki bütün cihazlar devre dışı kalmıştı. Degen, tankların boşaltılmasını emrettiyse de U-701 tekrar yüzeye çıkamadı. Dipte dakikalarca kaldılar ve bildikleri tek şey U-Boatlarının 20 derece sancağa yatmış ve içeri su dolmaya devam ettiğiydi. İki dakika sonra komuta kulesini de su basmıştı ve mürettebat için yapılacak tek şey yüzeye serbest çıkış denemesiydi. Değilse U-Boat’ın içinde boğulmaları kaçınılmazdı. Degen, kapağın açılmasını emretti ve neredeyse hiç efor sarfetmeden yüzeye vurdular. Degen, yüzeye vurur vurmaz baktığında, gemisini aşağıda gördü, giderek küçülüyordu. Kayıp akıntıya kapılan gemisini hiç bu kadar küçük düşünmemişti. 16 kişi daha açılan kapaktan dışarı çıkıp yüzeye vurdu. Hepsi de Degen’in yanına yüzerek gitti. Yüzeyde kalabilmek için sadece bir can yeleği ve üç adet de kaçış yelekleri vardı. Bu denizcilerin çok sıkıntı yaşamalarına ve birçoğunun ölümüne neden oldu. Ön taraftaki torpido odasında görevli denizciler, komuta kulesine çıkışı takip ederek dışarı çıkmayı başarmışlardı. Bütün diğer denizciler Degen’den yaklaşık yarım saat sonra yüzeye çıkmalarına karşın komuta odasındaki personel maalesef yüzeye çıkmak için gereken yüzer donanımı bir türlü bulamamışlardı.
Mürettebatın, okyanusta bulunup güvenlik altına alınması iki gün sürdü. Çile dolu bekleyiş sırasında, kaderdaşlarının birer birer boğulduğunu gördüler. Bazıları delirdi bazılarıysa kıyıya doğru yüzmeyi denediler ancak bir daha görülemediler. Suyun sıcaklığı hipotermiden ölümleri önlemeye yetmişti ancak okyanusun kaba dalgaları, su üzerinde kalmalarına yardımcı olacak donanımları olmadan hayatta kalma mücadelelerini oldukça zora sokuyordu.
Bir gün, bir gemi çok yakınlarından geçiyordu. El sallayıp bağırmalarına rağmen görülmeyi/duyulmayı başaramadılar ve tabii bu durum ümitlerini kırmaya yetmişti. Birçok uçak başlarının üzerinden geçtiği halde onları farketmedi ve Gulf Stream akıntısı onları batan denizaltılarından uzaklaştırmaya devam etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde giderek yüzeye çıkmayı başaran ancak sayıca giderek azalan gruptan acemi denizci Laskowski ile üzerinde 2 adet kaçış yeleği olduğu halde karşılaşıldı. Laskowski 10 kişilik diğer bir grup denizcinin de kule kapağından geçip yüzeye çıktığını ancak şu anda onlarla ayrı düştüğünü söyledi. Sıkıntı gece boyunca devam etti ve grup sadece bir limon kabuğu ile bir hindistan cevizi ile karşılaştı. Hindistan cevizi binbir zorlukla açıldı ve herkes bir yudum suyundan bir ısırık etli kısımdan almayı başardı. Limon ise kayarak uzaklaşmıştı. Sabahın ilk ışıklaryla birlikte Laskowski, iki kişi ile birlikte boğularak can verdi. Degen’e göre boğulanlardan birisi grubu terkedip boğulanlarla birlikte dibe gitmek için izin istemişti.
Bir sonraki sabah grup, Elizabeth City’deki Donanma Hava İstasyonundan kalkan bir K-8 keşif balonu tarafından farkedildi. Balondan bir can Salı ile birlikte bir çuval destek malzemesi atılmıştı. Üç kişi sala çıkmayı başardı ve hemen yanıbaşlarında yüzer durumda ancak bilinci kapalı olan Degen’i farkettiler. Ona yaklaşıp sal üzerine çekmeyi başarıp hayatını kurtardılar. 9 Temmuz 1942 günü, U-701’in tamamen batmasından 9 saat sonra, Sahil Güvenliğe bağlı bir deniz uçağı salın yanıbaşına inerek 4 denizciyi de kurtardı. Çevre taraması sırasında, yaklaşık 5 mil uzakta 3 denzici daha bulunup kurtarıldı. Çileli süre içerisinde, batan denizaltıdan 90 mil uzaklaşmışlar, sadece yedi kişi kurtulmayı başarmış, otuzaltı kişi kaybolmuştu.
Kurtarılan denizcilerin kurtarıcıları tarafından sorgulanmaları çok zaman almadı. 3 saat içerisinde Degen ve geriye kalan mürettebatının sorgusu tamamlanmıştı. Çok yorgun ve zayıf olmalarına rağmen çok da fazla bilgi vermemişlerdi. Degen ve mürettebatı, ABD Donanmasına ait 4 geminin batmasına neden olan mayın döşeme operasyonu yaptıklarını asla konu etmediler. Dört gün sonra U-701’e saldıran uçuş ekibi ile tanıştılar. Cherry Point’e çağrılan Teğmen Kane ve mürettebatı ile Norfolk’taki bir askeri hastanede bir araya geldiler. Taraflar birlikte fotoğraf çektirdiler ve Teğmen Kane başarısından dolayı Distinguished Flying Cross madalyası aldı. Kapitanleutant Degen, Teğmen Kane ve ekibini nazikçe karşıladı ve onları selamlayarak başarılarından dolayı onlara “İyi saldırıydı!” dedi. Kurtulmayı başaran denizaltıcıların yedisi de POW kamplarında esir tutuldu ve 1946 yılında vatanlarına dönmeleri için salıverildi.
İyi dalışlar,
Bir yanıt bırakın