Ege Denizi’nin iki yakasındaki Türkiye ve Yunanistan, yüzlerce yıllık sünger avcılığı ve deniz kültürüyle birleşti. Yunanistan’ın Lipsi Adası’nda yaşayan Ege Denizi’nin son süngercileri Nico Magriplis ve Skevovafilaks Antoniadis’in yaşam hikayeleri Deniz Biyoloğu Dr. Mert Gökalp tarafından “Mancorna” isimli film ile ölümsüzleşti. Sanayileşmeyle artık yapılmayan sünger avcılığının son temsilcisi yaşlı Yunan dalgıçlar, kendilerini en iyi anlayan toplumun Türkler olduğunu belirtirken Ege Denizi’nin iki yakasının dostluk ile birleşeceğini vurguladı. Dr. Mert Gökalp, ” Mancorna, en derine inen en usta sünger dalgıçlarına verilen isim. Ege’nin son süngercileri Niko ve Skevo’nun hikayesi unuttuğumuz ama çok tanıdık ve ortak değerler barındırıyor. Ayrımız gayrımız yok, birlikte güzeliz diyorlar” dedi. Bodrumlu son süngerci Aksona Mehmet Baş ise, ” Nico ve Skevovafilaks ile 50 yıldır sınır ve siyaset tanımayan dostluğumuz var. Ege Denizi barış denizi ve bizi birleştiriyor” dedi.
Yunanistan’ın Lipsi Adası’nda yaşayan Nico Magriplis ve Skevovafilaks Antoniadis
Dünyanın en eski avcılık yöntemlerinde olmasına rağmen gelişen sanayi ve plastik üretimiyle artık unutulan sünger avcılığının son temsilcileri Türkiye ve Yunanistan’da yaşıyor. Derin sulara dalarak süngerleri toplamak zorunda olan sünger avcıları hayati riski yüksek mesleği yerine getirirken yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan deniz kültürünün son temsilcileri.
Son temsilcileri Ege Denizi’nin batı yakasındaki Yunan adalarında ve doğu yakasındaki Bodrum kıyılarında bulunan sünger dalgıçlarının hikayesi kısa film ile belgelendi. Deniz biyoloğu ve belgesel yapımcısı Dr. Mert Gökalp, Yunanistan’ın Lipsi Adası’nda yaşayan Nico Magriplis ve Skevovafilaks Antoniadis’in zorlu yaşamını filme çekti. Derin sularda insanın bedeniyle aklının uyum içinde olmasını gerektiren sünger avcılığını 60 yıldır sürdüren Nico Magriplis ve Skevovafilaks Antoniadis yaşadıklarını Türkiye’den gelen belgesel ekibine anlattı.
Nargile dalış sistemiyle dalıyorlar
Deniz biyoloğu Dr. Mert Gökalp, Kiliklayı Oppianus’un 1700 yıl önce söylediği ‘Hiçbir çile sünger avcılarınınkinden daha korkunç, hiçbir çaba onlarınkinden daha zor değildir” sözünden hareket ettiklerini belirtirken, “Süngercilerin zorlu yaşamı hep dikkatimi çekmişti ve doktora tezimi süngerler üzerine yapmıştım. 2013 yılında Bodrumlu süngercileri İrme ile işleyince Yunan süngercileri de çekmek istedim” dedi.
Gökalp, ” Gelişen teknolojiye rağmen eski usullerle nargile sistemiyle derinlere inmeleri, doğayla dost ve barışçı anlayışlarını gelecek kuşaklara anlatmak istedim. 80’lerin ortasında tükenen süngercilik ve sünger dalgıçlarının zorlu yaşamlarına zaman makinasından baktık. En usta ve 45 metreden derine dalabilen dalgıca Mancorna deniyor. Sünger dalgıçlarının acılarla ve deniz coşkusuyla harmanlanan yaşamını iki yaşlı delikanlının gözünden anlatmkaya çalıştık” dedi.
“Süngerciler birbirine pasaport sormaz”
Ege adalarındaki sakin ve huzurlu yaşamın temsilcisi süngercilerin Bodrumlu son süngercilerle birlikte Ege Denizi’ni dostluk denizine çevirdiğini belirten Dr. Mert Gökalp, “Yapay süngerin olmadığı, sanayide, doğalının sağlıkta ve evlerde kullanıldığı günlerde para ediyordu. Süngerciler büyük riskleri göze alarak, hatta hayatlarını feda ederek Akdeniz’in her yerinde denizin dibine dalıyordu. sanayinin gelişmesiyle Bodrum ve Kalymnos, bu kültürün son temsilcileri olarak günümüze kaldı. Bir Türk’ün çektiği Yunan denizcileri konu edinen ilk film Mancorna. Onlar Bodrum süngercilerini Kalymnos’takilerden ayırmıyor. Yaşamları da kederleri, çektikleri acılar ve zorluklar da deniz sevgisi de bir.
Denizlerin ve süngercilerin de sınırı yoktur. denizde zorda kalana yardım etmek için pasaport sormazlar. Kin gütmezler, denizde herkes dost. Kimin motoru arıza yapsa, teknesi su alsa koşarlar birbirlerine. Vurgun yiyen dalgıcı en yakın karaya çıkartırlar” dedi. Gökalp, Mancorna’yı, Serco Ekşiyan, Volkan Çalışır, Barış Ersemiz, Efecan ve Elifcan Toker ile çektiklerini belirtti.
“Ege bizim için dostluk denizidir”
Lipsi Adası’nda yaşayan 74 yaşındaki Nico Magriplis ise, “Eskiden çok aile süngercilikten geçimini sağlardı. çünkü çok para kazanırdık. Özellikle Kalymnos sürgercilik mesleğiyle ayakta dururdu. Libya’ya Tunus’a kadar giderdik. Sünger sadece geçim kaynağımız değil, yaşam tarzımız da oldu. Bodrum’daki Aksona Mehmet ile köklü bir dostluk kurduk. Aynı kaderi paylaştık. Zorlu günlerde birbirimizi kolladık, koruduk. Ege denizi bizim için dostluk denizidir. Ama Akdeniz’i saran 1986 yılındaki parazit süngerleri bitirdi. kimimiz balıkçılık yaptı ama mesleğimiz bitti. Gençler keşke devam ettirse bu mesleği.” dedi.
Denizcilerin, UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi listesine girmesi için çabaladığı Bodrumlu Son Süngerci Aksona lakaplı Mehmet Baş ise, ” 50 yılı geçer Niko ile dostluğumuz. Denizde yardımlaşmak sınır tanımaz. Hırçın sularda en güç anlarda milliyet gözetmeksizin süngerciler koşar yardıma. Bu kültürün son temsilcileri bizleriz” dedi.
Gökhan Karakaş {Milliyet}
DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/ege-denizinde-iki-yakanin-son-mancornalari.html
Bir yanıt bırakın